top of page

Ayvalık'ın Tarihçesi

  • Yazarın fotoğrafı: Damla Yöndemli
    Damla Yöndemli
  • 10 May
  • 3 dakikada okunur




Zeytin Kokulu Bir Tarihin İzinde

Ege’nin kuzey kıyılarında, körfezin dingin sularına nazır bir kent: Ayvalık. Bugün huzurlu sokakları, taş evleri ve masmavi deniziyle bilinen bu özel yerleşim, binlerce yıllık bir tarihin taşıyıcısıdır. Her sokağında Osmanlı’dan, her taşında Antik Çağ’dan izler barındıran Ayvalık; geçmişi, kültürü ve doğasıyla bir açık hava müzesi gibidir. Bu yazıda, Ayvalık’ın köklerine iniyor, geçmişten günümüze uzanan tarihçesini keşfe çıkıyoruz.

Antik Çağlarda Ayvalık: Kymenai ve Pordoselene’nin Gölgesinde

Ayvalık ve çevresi, Antik Çağ’da Aiol yerleşimleri arasında yer alıyordu. MÖ 7. yüzyıla uzanan tarihî kaynaklar, bu bölgede Kymenai, Pordoselene, Nasos, Elaia gibi antik kentlerin varlığını işaret eder. Bu kentler, Aiol göçmenleri tarafından kurulmuştu ve özellikle Midilli (Lesbos) Adası ile sıkı ilişkiler içindeydiler.

Ayvalık’ın karşısındaki Cunda Adası (Alibey Adası), antik dönemde Nesos adıyla biliniyordu. Zeytinyağı ve şarap üretimiyle tanınan bu yerleşimlerin, Ege ticaretinde önemli rol oynadığı bilinmektedir. Antik dönemde “Hekatonnesoi” olarak anılan adalar grubu, günümüzde Ayvalık Adaları olarak varlığını sürdürmektedir.

Bizans Dönemi: Bir Liman Yerleşimi

Roma İmparatorluğu’nun parçalanmasıyla birlikte Ayvalık, Bizans topraklarına dâhil oldu. Bu dönemde daha çok kırsal ve liman özellikli bir yerleşim olarak gelişen Ayvalık, çevredeki manastırlarla öne çıkıyordu. Özellikle Leka Manastırı ve Agios Yorgis gibi dini yapılar, bölgenin Hristiyanlık açısından önemini artırdı.

Bizans döneminde Midilli Adası ile olan dini ve ticari bağlar daha da güçlendi. Ayvalık, kıyı güvenliği açısından önemliydi ve zaman zaman Arap akınlarına karşı savunma hattı görevi görüyordu. Bölge, bu dönemde "Kidoniai" (Kidonya) olarak da anılmaya başlandı.

Osmanlı Dönemi: Kimlik Kazanan Bir Kasaba

Ayvalık’ın kaderi, 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı Anadolu’da hâkimiyet kurmasıyla değişti. Osmanlılar bölgeyi ele geçirdiğinde, burası hâlâ küçük bir balıkçı köyüydü. Ancak 18. yüzyıla gelindiğinde Ayvalık, önemli bir Rum yerleşimine dönüşmüş, eğitim ve kültür merkezi haline gelmişti.

Ayvalık, 1773’te Osmanlı padişahı III. Mustafa tarafından imtiyazlı bir Rum kasabası ilan edildi. Bu durum, bölgenin ticari ve kültürel gelişimine büyük katkı sağladı. Zeytinyağı üretimi artarken, kasaba önemli bir sanayi ve deniz ticareti merkezi haline geldi. 19. yüzyılda Ayvalık’ta zeytinyağı fabrikaları kurulmaya başlandı; özellikle sabun üretimi yaygınlaştı.

Aynı dönemde kurulan Kidonya Akademisi, bölgenin entelektüel merkezi olarak öne çıktı. Ayvalık, Osmanlı coğrafyasında en fazla Rum nüfusa sahip yerleşimlerden biri haline geldi. Mimari açıdan da bu dönem çok değerlidir; bugün hâlâ ayakta duran pek çok taş ev, kilise ve fabrika binası bu yüzyıldan kalmadır.

Mübadele ve Yeni Bir Başlangıç (1923)

Ayvalık’ın tarihindeki en büyük kırılma noktası, 1923’te gerçekleşen Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesidir. Lozan Antlaşması sonrası uygulanan mübadeleyle Ayvalık’taki Rum nüfus Yunanistan’a gönderilmiş; yerine Girit, Midilli ve Selanik gibi yerlerden gelen Türkler yerleştirilmiştir.

Bu değişim, sadece demografik yapıyı değil, Ayvalık’ın sosyal ve kültürel dokusunu da derinden etkilemiştir. Rumlar tarafından inşa edilen taş evlere, camilere çevrilen kiliselere ve boş kalan fabrikalara yeni hayatlar üflenmiştir. Girit’ten gelen muhacirler, beraberlerinde zeytincilik kültürünü ve kendilerine özgü mutfaklarını da getirmişlerdir.

Cumhuriyet Dönemi ve Modern Ayvalık

Cumhuriyetin ilk yıllarında Ayvalık, yeniden yapılanma sürecine girdi. Özellikle 1950’li yıllarda zeytinyağı ve sabun üretimi yeniden canlandı. 1980’lerden itibaren ise turizm bölge ekonomisinin yeni lokomotifi haline geldi.

1980 sonrası koruma altına alınan Ayvalık taş evleri, sokakları ve sahil şeridi, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye başladı. 2000’li yıllarda ise Ayvalık, sadece yazlık bir turistik destinasyon değil, aynı zamanda dört mevsim yaşanabilir bir şehir kimliği kazandı.

2017’de Ayvalık Adaları Tabiat Parkı, Türkiye’nin en büyük deniz koruma alanlarından biri olarak ilan edildi. Bu gelişme, bölgenin ekolojik ve tarihi dokusunun korunmasına yönelik önemli bir adım oldu.

Bugünkü Ayvalık: Geçmişle Gelecek Arasında Bir Köprü

Günümüzde Ayvalık, Ege’nin en özel kasabalarından biri olarak konumlanıyor. Eski Rum evlerinin arasındaki dar sokaklarda yürürken, taş duvarların ardında saklı kalmış onlarca hikâyeye kulak verebilirsiniz. Zeytin ağaçlarının arasında yükselen kilise çanları, artık cami minareleriyle birlikte gökyüzünü süslüyor.

Cunda Adası’nda dolaşırken, geçmişin izlerini bugünün ritmiyle birleştiren kafelerde mola verebilir, eski bir sabun fabrikasında sanat galerisi gezebilirsiniz. Ayvalık; tarih, doğa ve insanın harman olduğu, zamanın yavaş aktığı bir yerdir.


 
 

Fevzipaşa Vehbibey Mahallesi, 10005 Sokak, No:3 Ayvalık / BALIKESİR milozrooms@hotmail.com  

REZERVASYON VE BİLGİ İÇİN Tel: 0532 155 65 80

bottom of page